Külkedisi ve Sihirli Ayna
Vakti zamanında, büyük bir krallıkta Elena adında bir kız yaşardı. Annesini küçük yaşta kaybetmiş, babası ise acımasız bir kadınla evlenmişti. Üvey annesi ve iki üvey kız kardeşi, Elena’yı sürekli aşağılar, ona sarayda hizmetçi gibi davranırlardı. Gün boyu çalışır, elleri nasır tutardı. Ancak Elena, kalbindeki umudu hiç kaybetmezdi.
Bir gün, babasından kalan eski eşyaları karıştırırken, eski ve tozlu bir ayna buldu. Ayna, diğer aynalardan farklıydı. Üzerinde altın harflerle şu yazıyordu:
“Gerçek güzellik, kalbindeki iyiliktir.”
Elena aynaya dokunduğunda birden göz kamaştırıcı bir ışık belirdi. Aynanın içinden bir peri çıktı ve gülümseyerek konuştu:
— “Elena, senin kalbin saf ve iyilik dolu. Bu yüzden sana bir şans veriyorum. Ama unutma, gerçek mutluluk sihirde değil, cesaretinde saklıdır.”
Peri, Elena’ya ışıl ışıl bir elbise ve camdan yapılmış zarif ayakkabılar verdi. Bu gece, saraydaki büyük baloya gidebilecekti! Ancak peri ona bir şart koydu:
— “Gece yarısı olmadan eve dönmelisin. Aksi takdirde sihir bozulur!”
Elena, baloya vardığında herkesin gözü onun üzerindeydi. Prens, bu zarif ve nazik genç kıza hayran kaldı. Bütün gece dans ettiler, sohbet ettiler ve Elena kendini ilk kez mutlu hissetti. Ancak saat gece yarısını vurduğunda sihir bozulmaya başladı. Elena aceleyle kaçarken camdan bir ayakkabısını düşürdü.
Ertesi gün, Prens kayıp ayakkabının sahibini aramaya başladı. Krallıktaki tüm genç kızlar ayakkabıyı denedi, ancak kimseye uymadı. Sonunda, Prens, Elena’nın yaşadığı eve geldi. Üvey annesi, Elena’yı saklamaya çalışsa da, Prens onun varlığını fark etti. Ayakkabıyı Elena denedi ve mükemmel bir şekilde ayağına oturdu!
Prens, gerçek güzelliğin dış görünüşten değil, kalpteki iyilikten geldiğini anladı. Elena, artık sadece bir prenses değil, krallığın en sevilen kraliçesi oldu.
Ve onlar mutluluk içinde yaşadılar!